Akademisyenler, "Kürd" sözcüğünün kökeni için farklı teoriler ortaya atmışlardır;ancak hemen hemen hepsinin ortak noktası ' Dağlı Halk " vurgusu yapmalarıdır..
Kürtler, geleneksel olarak İranlı ve İrani(Aryen) kökenli olarak kabul edilirler ve
İrani bir dil konuştukları için de ağırlıklı olarak Hint-Avrupalı olarak bilinirler. Bu hipotez, büyük oranda dilbilimsel nedenlere dayalıdır ve ağırlıklı olarak dilbilimcilerce geliştirilmiştir.
Gelişmiş İnsan Antropolojisinin en
son yapılan DNA araştırmaları, bu inanışların aksine, Kürtlerin atalarının izlenebilir en erken başlangıçta coğrafi anlamda ağırlıklı olarak Yakın Doğu ve Avrasya’da bulunan bugünkü İran’ın dışında ve kuzeybatısında Cilalı Taş
Devri Kuzey Bereketli Hilal topraklarının yerli halkı olduğunu açıkça göstermektedir (Ferdinand Hennerbicler ) .
Dil ve genetik havuzda heterojen özelikler gösteren Kürtlerin bu durumu, fenotip ve kavramlarına da yansımıştır.Kürtcenin bunca fazla ağız ,şive ve lehçesi olmasının sebebi budur.Bu durum kavramsal anlamda zengin bir dil yaratırken:günümüzde Kürtleri ve coğrafyalarını derdest eden kavimlerin, dildeki çelişkileri derinleştiren ve çesitli manipülasyonlarla ulusal birlik düşüncesini bulandıran çabalarına da zemin sunmuştur. Mesela sadece "bakmak" eylemi için bile Kürtcede 10'dan fazla kelime vardır,bu durum kaynağındaki zenginlikten kaynaklıdir,ortalama bir Kürdün bütün hayatı Kürtçe öğrenmekle geçer ..Dil ağırlıklı olarak Hint -Avr. grubu ,(Avesta) kaynağından beslense de Hurri vb atalarının Kafkasik mirasını unutmamıştır. Kürtler,sözlü (nihri) karakterlerinin bilinçte yaratığı etkiden olsa gerek biraraya geldiklerinde çoğunlukla muhabbetleri dil üzerindedir..sizler buna ne diyorsunuz? diye başlayan muhabbet ,en doğrusu bizim çekismesiyle alevlenir..
Komiktir Sıradan, sıradışı Türklerin çoğunluğu, Kürtçeyi kendilerince hakir görmek için; Son dönem modern,sihirli "mışke"ekiyle dokunduğu her kelimeyi millileştiren! nasipse 10 seneye köklerimizi Oğuzlardan Kayı Türklerine baglamışki ,simdilik osmanlı torunluğu ile idare etmiş diki diye bağıran,sosyal medyada ben de Kürdüm ;ama diye başlayan cümlelerin kahramanı Turkmanj sosyolojinin kullandığı dili referans gösterip,aslında bu dil karma bir dil , Farsçanın Arapça'nın kırması diye tespit koyabiliyor.😅 Kürtçe tek kelime bilmeyip,Kürdolog kesilen akademisyenleri! saymıyorum bile.
Aman ha ! bizim kastettiğimiz öyle bir şey değil! Bildiğin Ana kaynaktan alınan kavramlardan bahsediyorum.. Daha iyi anlaşılması için değerli araştırmacı Dr.Bedel Boseli'nin çalışmasından bir kesit sunalim ..
"Kürtlerin tarihini iki ana döneme ayırabiliriz:
1-) Eski Kürt Kültür ve dilinin hâkim olduğu dönem: Genel olarak Huri ve Urartu kültür ile dillerinin hâkim olduğu dönem. Huriler ile Urartular aynı sülaleden gelip dilleri akrabadır.
2-) Günümüz Kürt Kültür ve dilinin yaşandığı dönem: Mitanni, Zilani, Med sonrası dönemdir. Bunlar Ari halklar olup akrabadırlar.
Mesela “su” kelimesi atalarımız Urartu’ların dilinden Türkçeye geçmiştir. Yani “su” kelimesi aslında Kürdi’dir. Fakat “av” kelimesi de var ki bu da Kürdi’dir. Birisi atalarımız Urartu’lardan, diğeri de atarımız Med’lerden Kürtçemize katılan bir kelimedir. Bugün bile Kürtçe’de yüzmek için kullanılan iki ayrı kelime bunlardır: “Soberi”(Urartucadan gelme) ve “Melevani” (Medlerden gelme). İşte size Kürtçede farklı kelimelerin olmasının bir sebebi…
Aşağı yukarı Kürd/Kurd tümelinin yaradılış zeminini sunduk, şimdi bu çesitliliğin yarattığı zenginliği. Bir de Türk dilindeki bir kavramla sinayalım bakalım medeniyet dili olmak için yeterince olgun mu!
Kürtçeyi genel anlamiyla tanıttığimiza göre Kürd kavramına bakalim biraz: Bazı araştırmacılara göre Kürt teriminin temelinde KUR kelimesi yatmakta olup Sümer kökenlidir.
Sümerce'de KUR, dağ demektir. Tİ eki aidiyeti ifade eder. Böylelikle
KURTİ kelimesi dağın halkı, dağlı halk anlamına gelmektedir. Bu ismin geçmişi
Milattan önce 3000'lere kadar dayanmaktadır. Aslında Kürt (veya Kürd) sözcüğünün etimolojisi oldukça tartışmalı bir konudur ve tam olarak nasıl türediği kesin olarak bilinmemektedir. Bazı bilim adamları Kürt sözcüğünü, antik Sümer tabletlerinde geçen ve yine bir halkı tanımlamakta kullanılmış olan
Guti sözcüğü ile ilişkilendirmiş, bazıları ise Kürt sözcüğünü,
Xenophon'un yazılarında, bugün Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı bölgelerde bulunan bazı kabileleri tanımlamakta kullanılan
Kardukhoi (ki bu Kardu sözcüğünün çoğulu sayılır zira son ekteki kh kısmı Ermenice çoğul ekinden gelmektedir ve Xenophon bu kabilelerin isimlerini Ermenilerden öğrendiğini belirtmektedir) sözcüğü ile ilişkilendirmektedir. Daha sonraları
Livy,
Polybius ve
Strabo'nun eserlerinde de
Kyrtiae olarak anılan ve Kürtlerle ilişkilendirilen bir topluluk göze çarpmaktadır. Bununla birlikte, çağdaş bağlamdaki Kürt sözcüğü İranidir; nitekim Sasaniler döneminde yazılan
" Karnamag i Ardashir i Babagan destanında"da bu sözcüğe rastlanır. Kürd ismi Farsça "
Gord"yani "kahraman" ismiyle de ilişkilendirilir.. Bunların dışında sami halkların Kürtler için dağların cinleri,dağların kartalı.yakistirmaları bilinir..
Bir de Kürtlerin kendisi ne diyor ona bakalim: Kürt Yahudiler 'in Cin soylu hikâyelerini saymazsak;
İç adlandırmaya dair verimiz hicrî 324/m.935-6 yılında Şaho dağında (Senendac) doğan
Bawe Serhengê Dewdanî’nin (ö.1007) Yarsan inancı içerikli Goranî lehçesindeki bir dörtlüğünde,
‘Kürd Dini’ni canlandırma çabasına dair dörtlüğünde geçen
‘Kord’ ifadesidir.(Bu da Kürt uluslasmasın Dini bir tanimamadan doğduğu yorumunu doğurmuştur.)
Kürtler, Kürt üst kimliğini sadece diğer ulusların olduğu platformlarda sıfat olarak kullanırken,kendilerini.daha çok Kurmanj/Soran,Goran/Zaza Lur/Lek vb olarak sifatlandirir..
Güncel Kürtcede "
kurd" kelimesinin Kartal ailesinden bir kuş için kullanıldığını biliyoruz,aynı zamanda Hendek,tümsek,derin vadiler için "Kort" ik ifadesi kullanıldığını biliyoruz, Kort-ik (" ik" eki küçültme anlamı katar,..pis-ik /kit-ik ,jin-ik vb kavramlarda da görülen ,asabiyetten ve güçten uzaklaştıran hiyerarşik mantikla uyumludur ,günümüzde, ağırlıklı olarak küçük engebeler ,engeller için kullanılır. Köken itibarıyla kur/derinlik 'dan türer;
Cizre -Silopi ilçeleri arasında "Kortké "ismiyle bir köy mevcut olup, diclenin bir kolu tarafından derin yarılmış bir vadinin yamacına kurulu olmasıyla bu tanıma uygun bir profil çizer, son yıllarda zemin iyilestirme çalışmalarıyla (İpekyolu uzerinde bir köy) bu engebe biraz giderilsede hala tanima uygun bir görüntüsü vardır,ayrıca buna benzer ifadeleri Kürd yerleşimlerinde tepe, vadi,höyük vb çevresine göre rakım olarak farklı (+/-);ancak abartılı yüksekliği derinliği olmayan yerlesimler için kullandıklarına şahit olabilirsiniz "ik" ekindeki küçültme anlamına uygun olarak. Bismil Kortik höyüğü, Çukurca Kortik köyü, Kobani Kortik köyü vb aklıma gelenler.Kürtcede mezar anlamına gelen Gur/Kur' da Çukur,derinlik anlamını ifade eder. Dimili/Zaza dağ için "Ko" ifadesi kullanilir,
Özetle Kürdçede ,yüksekliği gücü çağrıştıran "
Kurd"/Kartalın bir türü,(nesli ?), engebe ,engel ve derinliği ifade eden "
Kort" ismiyle, Aryenik dillerde kahraman ve cesareti ifade eden "
Gord" ile güncel Kürtcede yiğit güçlü /
(x)khort kavramlarini,Kürt sosyolojisi,psikolojosi ve coğrafi özellikleri ışığında inceleyip, bir sonuca gittiğimde aksi ispat edilene kadar "Dağlılar,Dağ halkı, dağın vadilerinde ,derinliklerinde yaşayanlar"tanımı en bilimsel en bilimsel görüntüyü sunuyor..
Konuyu daha iyi anlamak için tarihsel, Kürt sosyal siniflaşmasını inceleyelim ;zira Kürtlerde katı sınıfsal farkların olduğu Aryen kültür oldukça güçlüdür,hatta Yakin Asya'da Aristokratik kültürün temsilcisi sayılırlar (Mitaniler döneminde savaş arabası kullanan
ve üstün başarılar elde edenlere “Mariani” denilirdi ve bunlar toplum içerisinde ayrıcalıklı
kişilerdi. Askeri uzmanlık giderek siyasi alanada yansımış ve böylece, başarılı askeri-siyasi uzmanlar aristokrak bir tabakanın temelini oluşturmuşlardır. Kürtçe bunlara “mîr”, Arapça ise “emir” denilmiştir. Öyle anlaşılıyorki, Ortadoğu’nun aristokrasinin isim babası Mitanilerdir. "All Huseiin Kerim'i"
Kürtleri sosyolojik anlamda. 4 ana sınıfa ayırabilriz:
1.Koçer (yarı goçebe hayat yaşayan ; güçlü,fiziksel yapıda ,cesur özgün ve özgür ruhlu Çoğunlukla cesareti mertligi ve basiretiyle önplana çıkan,doğal olarak kabul edilen tek liderin etrafında toplanan hayvancılık ve basit tarım yapan kesim)
2.Kurmanc: ( tebaa, aşirettinden kopmuş,köyler ve şehirlerde klan (malbat/babik) formunda yaşayan kesim,Acem oluşumuna benzer bir konumları vardır, ikiye ayırabiliriz:
a Köylü Kurmanc: Köylüleri ,Deşti/Ovalı ve çiyayi/Dağlı diye ayırmak gerekecek; çünkü hem tarımsal faaliyetleri hem de karekterleri oldukca farklıdır; Ovadaki Köylerin tarımsal faaliyetlerinin merkezinde tahıl ağırlıklı olurken, dağ köylerinde arazinin uygunsuz durumu bağ bahçe tarımını önplana çıkarmıştır, Aynı zamanda hakim ideoloji ve kimliklerin etkisine ova köyleri daha açıktır;aynı soyun tarihte birden fazla kimlik değişimi yaşadığını görebilirsiniz,(bkz."Turabidinden berriyeye Mardin Aşiretleri"Altan Tan ) Kürt karekterini yansıtan daha çok dağ Köyleridir.
Ova köyleri, ağırlıklı olarak çiftçilik yapıp ,bir axanın himayesinde yaşayan kimselerdir, savunmasız alanda bulunmalarıdan dolayı sık sık talan ya da işgal yer, asimilasyona uğrarlardı günümüzde bile köken ve dil çelişkileri sık sık görülür.. dağ köylüsü ise; bağ bahçe gibi işlerde oldukça yetenekli, toprağa sıkı sıkıya bağlı kimselerdir,İçerde (kabile , köy ,ev ) eşitlikçi ve özgürlükçü ruhta diğer gruplara nazaran zayif ,katı hiyerarsik ilişkileri olan itaatkâr kimselerdir;ancak başka köy ve yabancılara (özellikle Koçerler ve barbarlar/Moğol,Tatar,Sami, iskender vb) karşı koruma refleksleri geliştiği için sert ,inatçı ve intikamcıdırlar.Özetle diğerleriyle ilişkilerinde saldırıdan çok savunma refleksleri öne çıkar, Toprakla ilişkilerini incelediğinizde Toprakla bütünleşmiş gibidirler.(300 küsür üzüm sınıflandırabilecek kadar ustalaşmislardır) ,Halk kültürünü sözel anlamda güçlü temsil ederler, şevberkler (hikaye ve destanların dengbejler aracılığıyla anlatıldığı köylülerin bir araya geldiği gecelerdir) düzenleyip,binlerce yıllık hikayenin,yanısıra tarihsel olayın günümüze ulaşmasinda önemli rol oynamışlardır..
b: Şehirli Kurmanc: Şehirlerde zanaat,sanat,ilim/bilim, memurluk, esnaflık vb kentli mesleklere uğraşan,özgün sanat ,eğlence , mimari anlayışları geliştirmiş,(hakim yeni ideolojilere(Din) entegrasyonlarıyla (Hristiyanlık) sonucunda İbadet dili olan Süryaniceden dolayı güncelde kentli Kürt mimarisi Süryani mimarisi olarak bilinir,zira döneminde muhalif din olarak Hristiyanlığa geçiş ,aynı zamanda aidiyette de ayrılık doğururdu, Kürt- Ermeni Kimlik ayrımı koruyan şey Ermenilerin Hristiyanlıkla sıkı bağlarına dayanır, Hristiyanlığa geçen Kürtler ( Yezdan/mazdek(Zerdüşt),Mithra(Mihr/Ron),Şemsi /sabii'lik vb) hangi cemaate yakınsa zamanla o halkla anılmaya başlanmışlardir , Mesela Ermeni diye bilinen Varto aşiretinin böyle bir pozisyonu vardır;Sunni Koçer Kürt asiretlerden kurulan Osmanlınin Resmi olarak ordusundaki birliklerden olan Hamidiye ordularının merkezi direktifle mal, can ve ırzlarına saldırmasının yaratığı travma Ermeni misyonerlik faaliyetleriyle birleşince ulus kimliğini sahiplenmemeleri anlaşılabilir,Aşiretin tamamının anadili Kürtcedir, Ermenice konuşanlar ve bilenler yeni nesildir, Rahmetli Hrant Dink'in eşi Rakel hanım da Silopi'li Siyamend Ağa'nın kızıdır.(Süryani,Ermeni,*Nasturi:yalnız nasturilik Kürt özgün Hıristiyanlığıdır, Konstantin patriği , görüşlerinden dolayı (İsa tanrı değil insandır) aforoz edilir, Maraş Elbistan Kürtlerinden olduğu rivayet edilir,nestur(us) adıyla anılmaktadırlar, O da memlektinde yayar inancını merkezi önce Diyarbakır (Amed)sonra Hakkari olur, bir ara Bağdat olur.Bir zaman sonra Katolik Süryani kilisesine bağlananlar olur bunlara Kildani(Keldani)denir. Sünnî Kürtlerle pek anlaştıkları söylenemez,Ermeni ve Aramilerle anılırlar) , Kürtlerin Hristiyanlik yoluyla Ermeni /Süryanileşmesi olgusunu bu inançlardan İslam'a geçişle beraber Kürtleşenler olduğu bilinir..Son tahlilde Kürt Aristokrasisinin merkezi kurumsal kültür geçmişi olan Cizre/Kardu Hewler,,Dargın,Siné , mahabad,,nisebin/qamislo,, Musul,zakho, Şarezor,(Sılemani, Kerkuk vb) Amed,Bitlis(Kurtien),Hekkari(Hakkari, Van ,Şırnak bir bölümü),Halep , Şam,Kahire Bağdat da özgün Kürt kentli tipi oluşmuştur.(sümer şehir devletleri dahil edilmemiştir ) Kürt kentleri Burjuvazik karakterden ziyade Aristokratik karekteriyle sırıtır. Bu yönüyle diğer ulusların kentlisinden farklı bir görünüm sergiler ,Şiraz ,Tahran, Sudan da belirgin olmak üzere , Lübnan Ürdün,Fransa,İst.(Konstantinapolis)
3 Aristokratlar " Mîrek": Çoğunlukla devlet kurup, yöneten, eğitim ve kültür düzeyleri yuksek, savaşçı kesimdir, Kürt Aristokrasisi özgün bir karekter taşır..Dünya tarihinde saygın yerleri vardır..
A.Askeri Aristokratlar :Asker kökenli Soylu,zengin,kültür düzeyi yüksek ailelerden gelen, savaşçı özelliklerinin yanında siyasi becerileri ve sanatkarları muhafaza eden pozisyonlariyla önplana çıkan, bulundukları yerlerde aşiretleri etraflarında konfederasyonel örgütleyip, Tarihte siyasi oluşumları(devlet vb)organize eden kesimdir, Key,Kawa, Mir ,Sultan, Torin ve Vekil(Kerimxan Zend/ istisnai) ünvanları alırlar.. Asaleten kendilerini çevre halkların yöneticilerinden üstün görürler,(bkz..Osmanlı bizden güçlü olabilir ;ama biz onlardan asiliz.(Mir Bedirxan 2.mahmut için söylemiştir.)
Alim ve sanatkarlara büyük saygı duyan, onları himaye eden pozisyonları vardir. Hanedan ve iktidar kaygıları ulusal kaygılarını aştığı sık sık görülür.Diğer Kürt Bey , Mir ya da inanç grublarına karşı çevre halklarla ittifak yapmaktan cekinmemislerdir,[Harpagustan ,Bedirxan bey dahil olmak üzere (Sait Bege karşı Osmanlı ile ittifak yapmış (1833) yeğeni Yezdinşer de ona karşı Osmanlıyla ittifak yapmış,
B.Dini Kökenli Aristokratlar;Bu kesimdeki Aristoklar gelenek olarak Proto Kurd inanç gelenegindeki asaleti 19.yy kadar devam ettirmiştir, Med'lerin Magi ruhban sınıfının örgütlenme tarzını benimser, temsil ederler,
(Magiler; Medlerin ruhban sınıfı olup,bilinen hâliyle İÖ 4000 'lerden İtibaren Yezda/Mazda (Mitra ,Zerdüsti vb) inançlarını irşad ve idarelerinin yanısıra.. sonradan Kürdlerde görülecek bütün İnançlarda form değiştirerek, heretik anlamda yaşatmıştır kendini..Siyasal yönleri ve tecrübeleri olan gelenekte sadelik önplandadir,tarihte siyasal müdahalelerini incelediğimizde ,Asker kökenli Aristokrasinin yenilgileri sonrası oluşan boşlukta yapılan zorunlu müdahalelerdir, zulme ve zorbalığa karşı halkı örgütleme ve öncülük yapmayı sorumluluk görmüşlerdir, yani teokratik diktatoryal bir karekterleri yoktur. Ulus bilinci en yüksek gruptur tarihte ilk Pers darbesine karşı isyanları ile bilinirler.
Kürd tarihinde A.Kerim Zend, Nehri Şeyxleri , Berzenjiler, Seyit Rıza ,Seyh Said Piran gibi şahsiyetler önemli bu gelenekten gelen bilinen ailelerdir, Merkezleri Asaleten bilinen bir aileden (ocax/ kuck) Pir, Şeyx, ,Seyir ,Vekil vb etrafinda Dergah/Tarikat/Kuck biçiminde örgütlense de burdan yetişenler,(prens ya da sıradan bir köylünün oğlu olabilir) eğitime yatkın her yaştan insandır,çeşitli eğitim ve sınavlardan geçince icazet alıp,bir lokma bir hırka (derviş)felsefesiyle halkın maddi manevî dertleriyle hemhal olur, sorunlarını çözer.. İnsanlara inancın hikâyelerini, ilahinlerini vb anlatarak hem hafızasını canlı tutuyor maneviyatını güçlendiriyordu Halk da karnını doyaracak kadar yemek verirdi..
Dini kökenli olmalarina rağmen siyasal anlamda teokrat sınıfına dahil edemeyiz;ancak sosyal anlamda böyle bir sıfat verebiliriz kendilerine .. Özetle normal zamanlarda ilim irfan, inançla müşkül bu sınıf gerektiğinde askeri ve siyasi olarak rolünü oynamaktan cekinmemişlerdir son iki yüzyılda ittihatçılarla başlayıp,Kemalist iktidarla palazlanan Anti Kürd politikalarla bu kesim idam , sürgün ,hapis vb ile halktan koparılırken, oluşan boşlukta iki nesil öncesi belirsiz, işbirlikçi,Arap ve Türk hayranlığını telkin eden, Kürdi yaşam ve düşünceye düşman, pozitif bilimleri şeytan gören ucubelerle doldurdular.
Yorumlar
Yorum Gönder