Hangi toplum?

 Bizim toplumun akıl algısı ilkeldir;kişinin gemisini karaya çıkarıp cikarmadığıyla ilgilenir..Bu noktada doğanin çarpıtılmış hâliyle uyumludur;,ancak kendisiyle yani toplum olma  iddiası ,durumuyla çelişir..  Güzelliği ,erdemli olmayı; okulda ,sokakta ,camide, klisede havrada kesintisiz işler; ancak sınavını tam aksi değerlerde yapar.. Çocuklara yavrulara;savunmasız olan hiçbir varlığa acımayan ,aç gözlü vahşilerin kahramanlaştırıldığı, numune diye 7/24  dayatıldığı, sunulduğu dünya ve toplum düzeninden bahsediyorum..   Buna Marks Kapitalizm demişti..Düzenin tanrıları için de hayatla tek bağları sanat olanlar diye tespit koymuştu.Ben Burjuvazinin sanata olan ilgisini hayatla bağından ziyade, hayatla kopuşuna/ bağsızlığına bağlıyorum ;onu sanata eğdiren dinamik; kendisini bir noktada konumlandiramayışı, anlamsızlığını giderecek bir değer yaratamaması; varolanı da karekteri gereği tüketmesinde görüyorum..Belki de dünyanın en masumları olan çocukları, hayvanları bilcümle doğayı ve bunlarin dostluğunu tercih edenleri mağdur etme iştahı;onu sanata eğdiren  aynı dinamikten, her şeye sahip lanetli  yoksulluğundan besleniyordur.✍️

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hoy Hoy Memo Türküsünün Hikayesi

Kürd Dili Ve Sosyolojisi

Feqiye Teyran ile Papaz hikâyesi