Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

potlach/Potlaç

Resim
 Potlach/potlaç Amerika yerli kabile federasyonu kwakuitl dili olan "Şinok" diyalektiğinde ,beslemek  ve tüketmek/dağıtmak anlamlarından kavramsallaştırılmıştır.. Kuzey Amerika'da yaşayan yerli başkanların ya da zengin kimselerin doğum, erginleme töreni, ölüm, totem direği dikme vb. önemli olaylar sırasında düzenlenen törenlerde ellerindeki malları ve değerli nesneleri başkalarına bağışlaması ve yok etmesi işlemi ve bununla ilgili tören.(tdk sözlük). Modern anlamda benzetme yapacak olursak ;gönlü zengin ,maddi konfordan ziyade manevi konforu önceleyen bir abimiz parti düzenler.. Partide yiyecekler ,içecekler gırla ;danslar halaylar..felekten bir gün geçirirler  kabilecek..,En son herkes artık tamız evimize dağılalım moduna  geçtiğinde, bu gönlü zengin abimiz ;batti balık yan gider misali, kalan malı-mülkü,evi(çadır);tas tarak hatta şarap içtiği kadehe kadar  are you ready ...diyerek ateşe verir.. Tabi yok öyle bedavaya  b...

Kevani kelimesi etimolojisi

Resim
Tarihte mutlaka duymuş, okumussunuzdur;Keyhüsrev ,Key kavus vb.Baştaki "Key" sıfatı Med'lerin Keyyani hanedanindan mirasla Medlere daha sonra Pers ,Sasani ,Selcukiler vb geçmiştir ve kral ,sultan anlamındadır..Banu ise köken olarak Ban(yüksek ,yukarı)  kelimelerinden türetilmiş olup, kraliçe/prenses  demektir..Keybanu doğal olarak "kralın kraliçesi" anlamını taşır..Daha iyi anlaşılması için; keyyanilerden 1800 civarı yıl sonra, Cengiz hanın eşi Börte için,"Ben sizin hanınızım bu da benim Hanım" metaforuna uygun bir mana taşır..Döneminde Tavbanu(güneş kraliçesi) Heyvbanu(Ay kraliçesi) gibi sıfatlar da kullanilmiş..Günümüz Kürt çesine; Keybanu/keyvanu/keyvani/kevani diye devam edip,başta evin ilk ve en büyük gelinine; zamanla evi en çok sahiplenen gelinine hitap için kullanılır..✍️

Kadın cinayetleri tesadüf mü?

Resim
Bir filozof abimiz,Tarkovski sineması değerlendirmesinde,"filmlerinde arzulanmayı arzulayan, cinsel anlamda davetkar kadına karşı nefreti işliyor" diye tespit koyuyor..   Nefret söylemine katılmakla beraber eksik buluyorum..Benim görüşüm; böylesi kadınsı edimlerin, algımızda kadını benliksizleştirme gibi daha vahim bir durum açığa çıkarması..Benlikten kopardığımız  birey,birey olmaktan çıkıp, her türlü fanteziyi uygulayabilecegimiz bir metaya  dönüşür,metalastirdiğimiz insan bu denklemde ruhsuz , güdüsel,manadan uzak her türlü muameleye layık bir pozisyona oturtulur, özetle bir efendi-köle durumu oluşur.. Sırf maddi şartlarındaki avantaja dayanarak (bu bir fabrikatör ya da sıradan bir aile babası olabilir ) kendisini gizil efendi ilan eder,doğal olarak kölesi olarak gördüğü bireyin red  ya da isyan ve kendince ihanet  halini en sert biçimde bastırmayı konumunun asaleti için (erkeklik)zaruri görür.. Kendim de bu sosyolojinin...

Istakozlar canlı canlı yakılıyor mu?

Resim
Dünyanın en pahalı yemeklerinden biri ıstakoz...Bu yönüyle burjuva yiyeceği.. Yakalanması, pişirilmesi ayrı bir vahşet. Istakozlar, en savunmasız ve kaçma yeteneği en zayıf olan canlılardan biridir. Bu yüzden, yakalanırken hiç karşı koymazlar. Öldürülüp pişirilirse, zehirli kanı etine bulaşır. Bu yüzden canlı canlı haşlanarak kanındaki zehir yok edilir. Normalde ses çıkaramayan ıstakozlar, kaynarken canları o kadar yanar ki kıskaçlarını şiddetle birbirine vurur. Bu yüzden kıskaçları bağlanır veya arasına kumaş konulur kaynatırlarken...  Burjuvazi görüntüde ışıltılı,uygar görünümlü ;gerçekte tek dişi kalmış canavarlardır..Kendileri ve nefislerine hoşluk veren bir amaç için,her türlü canlı cansız varlığı yok edebilir acı cektirebilir ,araçsallaştirabilirler ,onlar için önemsenecek tek benlik sadece ve sadece kendilerinkidir..Bunu yeme-içme ,cinsellik,spor,ekonomi ,siyaset her türlü eylemlerinde görebilirsiniz..✍️

Feqiye Teyran ile Papaz hikâyesi

Resim
 Feqiye Teyran gezgin bir tasavvuf alimidir.. Bir gün Cizre’ye giderken yolda bir papaza rastlar ve onunla arkadaş olur. Bir müddet yürürler yorulunca bir ağacın gölgesinde dinlenmeye koyulurlar. O esnada iki kuş gelir ve ağacın üzerine konarlar. Kuşlar birbirleriyle konuşurken Feqi güler. Papaz Feqi’ye sorar: “Sen neden gülüyorsun?” Feqi: “Bu bizim adetimizdir, biz Feqiler öylesine güleriz” der. Papaz: “Elbette her gülmenin bir sebebi vardır, kişi sebepsiz yere gülmez” der. Feqi: “Evet dediğin gibidir, fakat sana söylersem, bana ihanet edebilir, başıma bir bela getirebilirsin” der. Papaz söyleyeceği şeyi hiç kimseye söylemeyeceğine dair söz verir. Feqi meseleyi olduğu gibi anlatmaya başlar: “Ben kuşların dilini anlıyorum ağacın üzerindeki kuşlardan biri diğerine: Benim Cizre’de çok acı çekeceğimi söylüyordu, ben de bu yüzden güldüm” der. Papaz ses çıkarmadan ve tekrar yola koyulur. Cizre’ye geldiklerinde Feqi ‘Medresa sor’ a giderken papaz da kiliseye gider. Kilisede h...

Hangi toplum?

Resim
 Bizim toplumun akıl algısı ilkeldir;kişinin gemisini karaya çıkarıp cikarmadığıyla ilgilenir..Bu noktada doğanin çarpıtılmış hâliyle uyumludur;,ancak kendisiyle yani toplum olma  iddiası ,durumuyla çelişir..  Güzelliği ,erdemli olmayı; okulda ,sokakta ,camide, klisede havrada kesintisiz işler; ancak sınavını tam aksi değerlerde yapar.. Çocuklara yavrulara;savunmasız olan hiçbir varlığa acımayan ,aç gözlü vahşilerin kahramanlaştırıldığı, numune diye 7/24  dayatıldığı, sunulduğu dünya ve toplum düzeninden bahsediyorum..    Buna Marks Kapitalizm demişti..Düzenin tanrıları için de hayatla tek bağları sanat olanlar diye tespit koymuştu.Ben Burjuvazinin sanata olan ilgisini hayatla bağından ziyade, hayatla kopuşuna/ bağsızlığına bağlıyorum ;onu sanata eğdiren dinamik; kendisini bir noktada konumlandiramayışı, anlamsızlığını giderecek bir değer yaratamaması; varolanı da karekteri gereği tüketmesinde görüyorum..Belki de dünyanın en masumla...

Özgürlük nedir?

Resim
   Öz-gür-lük köken olarak Türkçe'de benliği ( toplumu hedefleyen bireysellik anlaminda) geliştirmeyi ifade eder.. Özgürlük Turki kavramsal algıda,bireysel bir durumdan ziyade toplumsal bir görüntü arz eder..  Bir rivayate göre "türemek"eyleminden ilhamla "Türek" son tahilde "Türk "olarak isimlendirildikleri tezi,  bu yaklaşıma oldukça yakın görülmektedir..Sosyal ,siyasal yapılarındaki organizmacılık ;bir liderin , kurumun(devlet) etrafına adeta bir uzuv gibi kenetlenmeleri,yaşadıkları ya da daha doğrusu çıktıkları sert Kuzeydoğu Asya coğrafyasının(Şimdiki Çin'in Kuzeybatısı) çetinliği ,özgürlük kavram içeriğini "toplumsallık" diye kodlanmıştır;çünkü o zorlu şartlarda bireyselliğin ölüm demek olduğunu öğrenmiştir bilinç..    Sürekli saldıran -saldırılan pozisyonunda devam eden bir yaşamda;olası tehlikeleri def'etmek,otlak,yaylak-kışlak, ekin zamanlari  yerleşim talanı(Çin vb saldırılar bu amaçladır) sürekli bir hazırlık ge...

Hz idris /Hermes/Thot &Terzilik mesleği

Resim
   Mezopotamya'da "İdris", Antik Misirda "Thot" ,antik Yunanda "Hermes" Makedonyalı iskenderin aşçısı Andreas vb. olarak bilinen kahramanların aynı kişiler olduğuna dair rivayetler var.. Ancak biz insanlığın beşiği ,tarım hayvancılık vb yerleşik yasam kavramlarının şekillendiği coğrafya'ya giderek terziliğe,terziliğin kökenine ;dolayısıyla ilk terzi idris'in  coğrafyaya Mezopotamya 'ya gidelim istedik.   Eğer hakikati arıyorsanız ;güncellin algısından ,şemasından çıkmak zorundasınız;bunu yapabilmenin tek yolu da dildir,kavramdır..Çağımızın ,özelikle Fransız ihtilalinden sonraki milliyetçi dönemin ,her şey de olduğu gibi dilde de suistimalleri dezenformasyonları olmuş; Kavrama taban tabana zıt anlam yüklemeleri olmuştur ideolojik sebeblerden ..Siyasal anlamda hakim dil ve kültürler uluslaşmalarını tamamlamak,buna tarihsellik atfetmek adına kavramlara sahip çıkmıştır ..Eski zamanın klasik ekonomik sömürgeciliğine  yeni...

Coğrafya Kader midir? /İbni Haldun

Resim
  Sosyoloji,Coğrafya, Siyaset,Antoropoloji vb.Hatırı sayılır bilimin anmadan geçemeyeceği zorunlu bir durakta duran, İsmi "Coğrafya Kaderdir" sloganıyla  özdeşleşmiş ;İslam'ın bilimsel yüzünü temsil eden Kuzey Afrikalı abimiz İ.Haldun'dan biraz bahsedelim önce;  Bu abimiz öyle aforizmalar yapan kısa yolcu bir abimiz değil en başta söyleyeyim ;dolaşan uğraşan ,iyi eğitim almış dönemin bilginlerinden ;matematik, fıkıh,astronomi tevsir, şiir vb on parmaginda 10 marifet yani,genç yaşta zekasıyla parlayan ,soylu bir aileden olduğu için de hayata iki sıfır önde başlamış biri ,ilk golü zekasına veriyoruz..    Neyse bu abimiz 20'li yaşlarının başlarında farkedilmiş,Tunus ülkesinin sultanının yanına katip olarak atanıp siyasi yaşama atılır,tabi katip olunca eğitimini pratiklestirme şansı doğar;siyasi geziler falan filan derken..katip ya işi yazmak zaten , gördüğü farklılikları not tutar..   Gel zaman git zaman bu abimiz "Mukaddime"diye bir şaheser yaz...

12 bir sayıdan fazlasıdır..

Resim
   Sayılardan bahsedeceksek ,12 'nin bir sayıdan fazlası olduğunu öğrenmemiz lazım..  Herkesin bir şekilde maruz kaldığı ,olağan üstü  bir sayıdan bahsediyoruz..Nedir insanların , kültürlerin , inançların hatta inançsizlarin bu sayıylayla derdi? . İsa'nın 12  havarisinin, Ali'nin 12 imamıyla bir akrabalığı var mıydı?  .Antik Yunan panteonunun 12 Tanrısı acaba Hristiyanlığa 12 havari diye mi geçti?   Nereye dokunsan ,hangi mistik alan, kültür ve inancın; hatta bilimin içini eşelersen bir yerde mutlaka bu sayıyla yolu bir şekilde kesişir..  . Hangi kuvvet Musa'nın asasından  12 pınar fışkırttı?, aşiretlerin ,kabilelerin 12 koldan oluşması tesadüf mü?, 12 hayvanlı takvim,astrolojik 12 evre , yılın 12 Ay olması ,hikaye ve mitlerde geçen 12 görev ,12 dev ,12 kardeş  hikayesi vb .'nin acaba 12 takım yıldızıyla ,gezegenlerle, gök isimleriyle,matematikle bir alakası var mıydı ? ...

Zaman Göreceli midir?

Resim
      Zaman,sanal bir sınırlamadan takip edebilecegimiz bir süreçtir, en azından başlangıcı olan bir süreçten bahsediyoruz..(bazı takvimler bu konuda son da belirtmişlerdir..)Her takvim bu başlangıcı kendi değerlerine uygun olarak almıştır,bazen bu ilk çıkışın hangi mekan sınırlamasından doğduğu bile belirsizleşir.İnsanların grupların ilişkisi de  bu sınırlamayı genellestirebilir, antlaşma yurttaşlık ,kavl, buluşma gibi ilişkiler,genel bir zaman algısına zorlamıştır ya da zorunda bırakmıştır.Çözüm olarak, asgari takvimsel sanal bir ortaklık oluşmuştur.Bu durumu sanal olanın ,sanal olarak yeniden düzenlenmesi diyebiliriz, Bu durumu; doğa'dan kopup, doğanın dışında ,belki de karşısına ikincil bir doğa olarak kendini kurgulayan insan kolektivizmine benzetebiliriz ..  Zaman nedir,Mekan nedir? Zaman -mekan ilişkisi nedir? Zaman,mülkü olanla ,olmayan için aynı süreyi mi ifade eder? Kendi işini yapanla ,başkasının işini yapan aynı zamanı mı yaşar ?Herk...

Roman mı? Çingene mi?

Resim
  Yeryüzünün en renkli kesimi olarak, gökkuşağın 7 renginden fazla isim alan bir topluluktan bahsediyoruz.Yanıbaşımızda,hatırı sayılır nüfusuna rağmen ,gettolarda ve birarada bulunmalarına karşı, ibni Haldun'un deyimiyle "asabiyete uzak", iktidara talip olmayan gönül zenginligini belki başka bir yazımda isleyebiliriz;ancak bugün kavram ve köken çalışacağız.. https://www.blogger.com/blog/post/edit/3223368136807606530/2258741497318292711     Kimdir bu Romanlar ? Nerden geldiler? Ne iş yaparlar? gibi sorulara cevap arayalım..   Kökenleriyle ilgili çeşitli tezler olsa da hakim görüş Hindistan kökenli oldukları yönündedir.. Hindistan da "domba "adlı düşük bir kasttan oldukları düşünülür.   Sankritce'de " insan  ,adem*anlamlarina gelen Dom disil hali domni isimlendirmesini alır dillerine de Domani denir .. Hindistan'dan çıkışlarından sonra Anadolu ve Mezopotamya'da karşılaştıkları toplulukların dil yapısından kaynaklı ağırlıklı ...